Cumhuriyetin 3. Yaş günündeki gençlerden, 100. Yaş günündeki gençlere ulaşması gerektiğini düşündüğüm mektupları paylaşmak istiyorum bu hafta. Üstünden 97 yıl geçmiş olsa da, nice 100 yıllarda unutulmaması ve hep akılda tutulması gereken vazifeleri var gençlerin. Cumhuriyeti, hak ve özgürlükleri korumak her dönem ve daima üzerine düşünülmesi ve çalışılması gereken bir durumdur.
‘Büyük Gazete’ dergisi Cumhuriyetin 3. Yılında bir anket düzenler. Anketin başlığı şudur; ‘Cumhuriyet gençliğinin vazifesi ne olmalıdır?’
Anketi Hürriyet gazetesi için Osmanlı tarihçisi Prof. Dr. Fatmagül Demirel günümüz Türkçesine çevirmiş ve ‘Cumhuriyet’in ilk neslinden bugüne ve sonraki kuşaklara bir mesajı olarak da görülebileceğini’ söyleyerek cevaplar yayınlamıştır.

Şimdi 120, 130 yaşında olan kalbimizde hep yaşayacak olan gençlerden bazılarının tüylerimi diken diken eden, beni duygulandıran birkaç cevabını sizinle de paylaşayım.
“Cumhuriyet devrinde Türk gencinin vazifesi nihayetsiz bir azim ile çalışmaktır.” (Gelenbevi Orta Mektebi: Cemal)
“Vazifesi istikbâlci olmaktır. Yetiştireceği nesil, ilim ve irfan deryasına gömüp ondan sonra tepesine kadar çıkarmalıdır.” (Bafra Belediyesi memuru Halil)
“Cumhuriyet gençliğinin vazifesi Cumhuriyet umdelerine sadık kalmak onun gösterdiği yol üzerinde yürümektir.” (Kuleli Nazım)
“Cumhuriyet gençliğinin vazifesi çalışıp düşmanları sokmamak, Avrupalılarla ilim ve fen sahasında mücadele etmek. Türkiye’de de ecnebi memleketlerde olduğu gibi fabrika açmak, tayyare, lokomotif vesaire birçok şeyler yapmak ve istikbalini güneş gibi parlatmayı gençlik bir vazife bilmelidir.” (Bozöyük: Ziya Gök Alp)

“Biz Türkler yılmaz, yorulmaz insanlarız. Senelerden beri neslimizi uçuruma sevk eden tembellik, haset, hile, idaresizliktir. Bunlar kalplerimizden tamamıyla silinirse emin olunuz hiçbir vakit sıkıntı ve sefalet çekmeyiz. İşte Cumhuriyet gençliğinin vazifesi bu dört âdeti kalplerinden ebediyen kaldırmaktır.” (İzmir İkiçeşmelik’te Mehmed Hüsameddin) (Musa KESLER)

Tarihi kaynaklara göre 1926 yılında yapıldığı düşünülen bu çalışmadan sadece 1 yıl sonra, 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet Halk Fırkasının II. Büyük Kongresi’nde, 6 günde, toplamda 36 saat 31 dakika süren konuşmasını yapmıştır. Bu konuşma kendi yazmış olduğu Nutuk adlı eseridir. Konuşmasını ‘Nutuk’ un sonuç bölümü olan ‘Gençliğe Hitabe’ ile bitirmiştir.
Gençliğe Hitabenin ilk cümlesi şudur;
‘Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.’
Belki bu gençlerden, belki çevresindeki gençlerden ilham almış belki de ve büyük ihtimalle inanılmaz öngörüsüyle gençlere ve herkese hep hatırlamamız ve Cumhuriyeti koruyucu olmamız gerektiğini öğütlediği bu yazıyı bırakmıştır. Ben her okuduğumda etkileniyorum. Cumhuriyetimizin 100. yılında hadi herkes açsın ve bir kez daha okusun, bu günlerde yaşananlarla ne demek istediğini daha da iyi anlasın. Bize ve gelecek nesillerimize verilmiş en büyük hediyedir Cumhuriyet. 100. yaşı kutlu olsun.