Geçtiğimiz haftalarda bir marka sahibimiz telaşla aradı.
“Patent ofisinizin muhasebesinden aradılar, Türk Patent’ten uzman atandığını söylediler, hemen ödememi yapmam gerekiyormuş” dedi.
Kulağa son derece inandırıcı geliyordu. Kurum isimleri doğruydu, konuşma resmî bir dille yapılmıştı, hatta IBAN bile “kurumsal” görünüyordu. Ancak kısa sürede anlaşıldı ki, bu da diğerleri gibi usta bir dolandırıcılık girişimiydi.
Artık ne yazık ki sahte e-postalarla, telefon aramalarıyla hatta WhatsApp mesajlarıyla bile insanların güvenini hedef alan yeni bir dönem yaşıyoruz. Özellikle bizim sektörümüzde, yani marka ve patent tescil hizmetlerinde, bu yöntem giderek yaygınlaşıyor. Kendilerini Türk Patent ve Marka Kurumu ya da bir patent ofisinin muhasebe birimi gibi tanıtan kişiler, “marka yenileme süreniz dolmak üzere” diyerek para talep ediyor. Üstelik çoğu zaman, ödenmesi bile gerekmeyen veya henüz süresi gelmemiş işlemler için… Konuşma dilleri o kadar ikna edici ki; yıllardır çalıştığımız ve sistemin nasıl olduğunu bilen firmalarımız bile bu tuzağa düşebiliyor. Hatta ödemeniz gelmedi diyerek tekrar tekrar yaptırılan ödemelerle, olması gereken ücretin kat be katını hipnoz edilmiş gibi ödüyorlar. Maille, sms’lerle , buradan yazmak gibi pek çok kaynaktan uyarıda bulunmamıza rağmen.
Bu kişiler, kurumların güvenilirliğini ve vatandaşın iyi niyetini ustaca kullanıyor; benzer yöntemler artık polis ve bankalar gibi güvenilir kurumların da başına geliyor
Bu noktada mesele sadece ekonomik kayıp değil. Asıl sorun, kişisel verilerin korunamaması. Birileri, kimin hangi markaya sahip olduğunu, ne zaman yenileme süresinin geldiğini, hangi telefon numarasından ulaşılabileceğini biliyor. Bu kadar özel bilgi, nasıl oluyor da kötü niyetli kişilerin eline geçebiliyor? Bugün her yerde “kişisel verilerin korunması” konuşulsa da, pratikte bunun ne kadar eksik uygulandığını üzülerek görüyoruz.
Dijital çağ bize hız kazandırdı, ama aynı zamanda güven duygusunu da sınadı.
Artık her bilgiye birkaç saniyede ulaşabiliyoruz; ama “doğru bilgiye” ulaşmak, eskisinden çok daha zor hale geldi. Banka, devlet kurumları, emniyet gibi en güvenilir dediğimiz alanlarda bile dolandırıcılığın izine rastlamak mümkün.
Buradan marka sahiplerine küçük ama önemli bir hatırlatma yapmak istiyorum:
Resmî kurumlar hiçbir zaman şahıs adına açılmış bir hesaba ödeme yapılmasını istemez.
Bir ödeme talebiyle karşılaşırsanız, mutlaka kendi patent vekilinizle iletişime geçin. Emin olmadan yapılan her işlem, dolandırıcıların işini kolaylaştırır.
Biz patent vekilleri yıllardır markaların itibarını korumak için çalışıyoruz.
Şimdi markalar kadar, marka sahiplerini de koruma zamanı. Dijital çağda markaları korumak kadar, kendimizi korumayı da öğrenmek zorundayız. İyi haftalar.